Son Dakika:
Millet İttifakı liderlerinin 9'uncu defa bir araya geldiği son toplantıda yine cumhurbaşkanı adayı belirlenemedi. 150 sayfa, 84 maddeden oluşan Anayasa değişikliği önerisinin kamuoyuna deklare edildiği toplantı gündem oluşturamadı. Muhalefete yakın yazarlar, ittifak masasının heyecan oluşturamadığı yönünde ifadeler kullandı. CHP'ye yakın Evrensel gazetesi ise Millet İttifakı'nın vaatlerine karşı, "Öneriler yamalı bohça", "Güdük metin" "Demokratikleşme balonu" gibi ifadelerle manşetten altılı masayı topa tuttu. MASADAN KALKAMAZLAR! Masanın dağılacağı iddiaları kulislerde dolaşmaya başlarken, fondaş yazarlardan Özlem Gürses'ten gözdağı gibi bir açıklama geldi. Altılı masadan kalkanın siyasi hayatının bireceğini öne süren Gürses, liderlerin masada oturmalarının zaruri olduğunu söyledi. Gürses, katıldığı bir Youtube canlı yayınında şunları kaydetti: "Bu masanın dağılmayacağını, dağılamayacağını düşünüyorum. Bu 6 genel başkan bu masada oturmak zorunda. Denklem bu yani. Kim kalkarsa siyasi hayatı biter, sokağa çıkamaz. Bu durumdalar şu anda."
Altılı Masa'nın eski Türkiye projesi kapsamında çalışmaları devam ediyor. Kılıçdaroğlu’nun özellikle Diyanet İşleri Başkanı olarak Mustafa İslamoğlu’nu önermesi dikkat çekti. İMAMHATİPLERİ HEDEF ALMIŞTI! Kılıçdaroğlu’nun Diyanet İşleri Başkanı olarak Mustafa İslamoğlu’nu önermesi akıllara İslamoğlu’nun imamhatip liselerini hedef aldığı konuşmaları getirdi. AYASOFYA’NIN CAMİ OLMASINA KARŞI ÇIKMIŞTI! Mustafa İslamoğlu, yaptığı bir açıklamasında ise “Bir dönemimi İslamcı olarak geçirmekten çok pişmanım” diyerek skandal ifadeler kullanılmıştı. Kendini Reformist olarak nitelendiren Mustafa İslamoğlu, Ayasofya'yı cami olarak kullanmanın Kur'an-ı Kerim'e uygun olmadığını iddia etmişti. Kur'an'a aykırı olduğunu söyleyen İslamoğlu, "Kur'an’ın kabul etmediği bir eylemdir." diyerek söylemlerini savunmuştu. ALTILI MASANIN TASLAĞI DA KARŞILIK BULMADI Öte yandan yaklaşık 8 aydır 49 defa bir araya gelen Altılı Masa’nın ittifakında ortak aday bilmecesinin yanıtı bulunamadı. Altılı masa "Yarının Türkiyesi" ismiyle yeni anayasa çalışmasını açıkladı. Ancak sadece eskiye dönüş özlemi içeren taslak toplumda karşılık bulmadı. Adaylık tartışmaları sırasında 6'lı masanın ortakları dün hazırladıkları anayasa taslağını açıkladı. Tanıtımı yapılan "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği" eskiye dönüş özlemini tekrarladığı için siyasi çevrelerde ve kamuoyunda beklenen etkiyi gösteremedi. Tüm bunlar yaşanırken kulislerde Altılı Masa’ya sunulan isimlerle ilgili iddialar dolaşmaya başladı.
Altılı Masa seçim çalışmaları için en büyük vaadi “Eski Türkiye” olurken millete hiçbir proje sunamaması dikkat çekti. Cumhur İttifakı ise asgari ücret artışı, toplu konut hamlesi, sözleşmeli personele kadro, EYT sorununun çözüme kavuşturulması, dış politikadaki başarılı diplomasi, terörle etkin mücadele gibi başlıklarda farkını ortaya koydu. Bu gelişmeler neticesinde Cumhur İttifakı başarısı ile anketlerde farkı açmaya devam ediyor. Konuyu köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı Mehmet Barlas,"Kimin cumhurbaşkanı olmasını istiyorsunuz?" sorusuna 3 ay önce "Erdoğan" cevabını verenlerin oranı yüzde 42 civarındaymış. Bugün ise rakam yüzde 49'a çıkmış. İkinci sırada yüzde 16 ile Kılıçdaroğlu geliyor. Kemal Bey'i ise sırasıyla Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu, Meral Akşener ve Selahattin Demirtaş takip ediyor. İmamoğlu artık hayallerini 2028'e ertelemiş görünüyor." ifadelerini kullandı. İşte Barlas'ın bugünkü yazısı; SON ANKETTEN ŞAŞIRTAN SONUÇLAR GENAR Araştırma Şirketi'nin yaptığı son seçim anketi sonuçları elime ulaştı. GENAR Başkanı İhsan Aktaş'ın da bu anket sonuçları konusundaki analizleri oldukça çarpıcı. İhsan Aktaş'a göre, kamuoyunun yakından takip ettiği gibi 6 ay önce büyük bir rüzgârı arkasına alan Millet İttifakı'na yönelik son dönemde büyük bir güvensizlik meydana gelmiş. Önce HDP ve İyi Parti kavgası, sonrasında İyi Parti ile CHP arasındaki fikir ayrılıkları... Meral Akşener ve bazı İyi Partili yöneticilerin CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun adaylığı konusundaki sert açıklamaları, Millet İttifakı'nın görünen ve görünmeyen üyeleri arasında büyük bir güvensizlik oluşturmuş. GENAR'ın araştırmasına göre Cumhur İttifakı'nda işler iyi gidiyor. Asgari ücret artışı... Toplu konut hamlesi... Sözleşmeli personele kadro... EYT sorununun çözüme kavuşturulması... Dış politikadaki başarılı diplomasi... Terörle etkin mücadele... Küresel krize rağmen güven veren lider karizması... Tüm bunlar Erdoğan'ın oylarının hızlı şekilde yükselişine neden olmuş. Sadece toplu konut hamlesi AK Parti'nin oylarını 2 puan artırmış. Togg'un seri üretime geçmesi de bu yükselişin kalıcı olmasına yol açmış. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine gelince... "Kimin cumhurbaşkanı olmasını istiyorsunuz?" sorusuna 3 ay önce "Erdoğan" cevabını verenlerin oranı yüzde 42 civarındaymış. Bugün ise rakam yüzde 49'a çıkmış. İkinciyi merak ediyorsanız söyleyeyim. İkinci sırada yüzde 16 ile Kılıçdaroğlu geliyor. Kemal Bey'i ise sırasıyla Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu, Meral Akşener ve Selahattin Demirtaş takip ediyor. İmamoğlu artık hayallerini 2028'e ertelemiş görünüyor. Peki Erdoğan kazanır ve Cumhur İttifakı Meclis'teki çoğunluğunu kaybederse ne olur? İhsan Aktaş, böyle bir risk görmediğinin altını çiziyor. AK Parti hızla kendini yüzde 40'ın üstüne atmış ve 2018 yılında aldığı oy oranını yakalamasına az kalmış. Peki AK Parti rehavete kapılır mı? İhsan Aktaş'a şuna dikkat çekiyor: "AK Parti bundan önceki seçim süreçlerine girerken hep oy oranları yüksekti. Seçimlere yaklaşıldıkça oyları düştü. Şimdi ise seçim sürecine girerken oyları çok düşüktü ve hızla yükselişe geçti. Yani ortada bir rehavet değil, kazanma ihtimalinin hızla yükselmesinin neden olduğu bir motivasyon var." Bir de şunun altını çiziyor İhsan Aktaş: "AK Parti 2019 yerel seçimlerinde çok büyük bir ders aldı. Rehavetin sonuçlarını biliyor. Ayrıca Erdoğan öyle motive ki asla kimsenin rehavete kapılmasına izin vermez."
İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz tv100’de katıldığı bir programda Meral Akşener’in cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin, " ‘Başbakan adayıyım’ kararını gözden geçirmesini çok isterim" ifadelerini kullandı. 'ADAYLIĞI KESİN DEĞİL' İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, Kılıçdaroğlu'nun adaylığına ilişkin, "Sayın Kemal Bey’in açıklamalarından aday olduğuna ilişkin bir kanaat oluşuyor ama Kemal Bey’in de adaylık açıklaması yok. Ocak ayından sonra aday belli olur. Bu toplantıdan sonra müzakereler başlamış olur.Önemli olan ‘Ben adayım’ deme iradesinin ortaya konulması." dedi. 'ÇOK İSTERİM' Akşener'in aday olmasını istediğini belirten Poyraz, "Meral Akşener, Cumhurbaşkanı adayı olursa kazanacağımızdan yüzde yüz eminim. Akşener'in ‘başbakan adayıyım’ kararını gözden geçirmesini çok isterim ama maalesef Sayın Genel Başkanımızın söylediklerinin arkasında durma ve sonuçlarının bedellerini ödeme gibi siyasi alışkanlığı var." ifadelerini kullandı.
İslami bir vakfın yöneticisinin kızının 6 yaşında evlendirildiği iddiasıyla gündeme gelen olayı siyasileştiren Millet İttifakı, bu konuda da ortak ses yükseltemedi. SAADET'E ÇİZİK Millet İttifakı'nı oluşturan CHP, İyi Parti, Demokrat Parti, Saadet Partisi, Deva Partisi ve Gelecek Partisi'nin liderleri, "çocuk evliliği" iddiasıyla ilgili çeşitli açıklamalarda bulundu. Muhalefete yakın Karar gazetesi, altılı masa liderlerinin açıklamasını bugünkü nüshasında "Çürümüşlüğün üstü örtülemeyecek" ifadesiyle haberleştirdi. Karar gazetesinin 1 ve 9'uncu sayfalarında "Alçaklık, çürümüşlülk, şerefsizlik", "Bu alçaklık asla örtbas edilemez" başlıklarıyla verilen haberlerde, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu yok sayıldı. Karar gazetesinin ilk sayfasında sadece CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İyi Parti lideri Meral Akşener, Demokrat Parti lideri Gültekin Uysal, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, Deva Partisi lideri Ali Babacan'ın konuya ilişkin sözleri kullanıldı. TİP BİLE VAR KARAMOLLAOĞLU YOK İç sayfada ise Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş'ın bile sözlerine yer verilmesine rağmen, SP lideri Karamollaoğlu'na ambargo uygulandı. Karar gazetesinin, açıklamasını görmezden gelerek adeta 6'lı masayı 5'e düşürdüğü SP lideri Temel Karamollaoğlu, meseleye itidalli yaklaşarak "Önyargıyla hareket edilmemeli" demişti. ALTILI MASA, BU SÖZLERDEN RAHATSIZ MI OLDU? Halk TV'de konuşan SP'li Karamollaoğlu, "Kararlar geciktirilmemeli, suçlular da en ağır şekilde cezalandırılmalı. Hiç tereddütüm yok benim ama adil karar verilmeli. Önyargıyla hareket edilmemeli." ifadelerini kullanmıştı. Karamollaoğlu, "Deliller ortadaysa yargı vereceği kararı çabuklaştırmalı. Geciken adalet adalet değildir. Bu noktada kabul edilebilir yanı yok. Bundan dolayı ‘Tarikatlar, Kuran kursları kapatılsın’ olmaz. Bundan dolayı ne için diyorum, İslam'a önyargılı baktıkları için söylüyorlar." demişti. Karar'ın sözlerini yok saydığı Karamollaoğlu, konuyu şöyle değerlendirmişti: "Bu ayrım yapılıyorsa yazıklar olsun. Bu ayrım yapılamaz. Benim suçlum senin suçlun olmaz. Cezasını çekecek ki başkalarına ibret olsun. ‘Tarikatlar kapatılsın’ diyor. Nasıl kapatacaksınız? Tarikat diye bir dernek vakıf yok ki. Tarik yol demek. Tarikatta da genelde toplumun içinde şeyh olarak biliniyor. Önder olarak bilinen isimler ahlakıyla, ilmiyle örnek olan insanların peşinden gidenler o yolu seçtikleri için ehli tarık kabul edilirler. Ama bunların hiçbir üyelikleri tescilli değildir. İtibar gören, genellikle bu insanlar zengin insanlar değildir. Bir insanın zengin olması da suç değil. Yeter ki kendi zenginliğinin içinde haram olmasın. Helal kazanmış çok da zenginleşmiş ben onun elini öperim. Esas olan ahlaki tavırlarıdır.”
Turan, yaptığı yazılı açıklamada, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesinin kararının ardından Saraçhane'de 6 partinin genel başkanının katıldığı mitinge 25 bin kişinin geldiğinin açıklandığını hatırlattı. "Mitinge katılan genel başkan başına 3 bin 500 kişinin dahi düşmediğine" dikkati çeken Turan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 850 bin nüfuslu Mardin'de yaptığı mitinge 85 bin vatandaşın katıldığını belirtti. Saraçhane'deki mitingde DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a özgürlük vurgusu yaptığını anlatan Turan, "Aynı Babacan daha düne kadar HDP'nin terörle iltisakı vurgusu yapardı. Her toplantıda Demirtaş'ın yanlışlarını söylerdi. Ne oldu, nereye savruldun da mahkemenin terörist dediği, Yasin Börü'nün katili olarak gördüğü adama meydanda övgüler ortaya koydun? En vahimi de HDP oraya davetli olmadığı halde en çok alkışı da Demirtaş vurgusu aldı. Babacan ve Davutoğlu'ndan çok Demirtaş alkışlandı. Kimin ne olduğu çok ortada ve halkımız bunu görüyor." ifadelerine yer verdi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin yüzde 50+1'i zorunlu kıldığını, bu nedenle ittifaklar döneminin başladığını ifade eden Turan, "Oyunu artıramayan Kılıçdaroğlu, düne kadar 'Sivas katliamcısı' diye haksızlık yaptığı Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu başta olmak üzere hakaret ettiği, İslamcı gördüğü herkesi yanına alıp oy devşirmeye çalıştı fakat dünyaları farklı. Hiçbir ortak yanları yok ama iktidar rüyası görüyorlar." değerlendirmelerinde bulundu. Turan, mahkemenin İmamoğlu kararının ardından "bir tiyatro oynandığını" belirterek, "Ortada altılı masa falan kalmadı, altılı masanın dağıldığını düşünüyorum." ifadesini kullandı. Altılı masada birlik ve beraberliğin olmadığını vurgulayan Turan, Cumhur İttifakı'nda ise bir değerler silsilesi ve söylem birliğinin bulunduğunu kaydetti.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ katıldığı programda altılı masa konusunda gündemi sarsacak ifadeler kullandı. Özdağ, İYİ Parti, DEVA ve Gelecek Partisi’nin adeta terör örgütü FETÖ bağlantıları olduğunu gözler önüne seren, “AK Parti gider, altılı masa gelirse FETÖ de geri döner. Benim İYİ Parti’den ayrılma nedenim FETÖ’ye karşı gösterilen ılımlı tutum. DEVA’nın yaklaşımı ne, Davutoğlu’nu yaklaşımı ne…” ifadelerini kullandı.
Altılı masa içerisinde her geçen gün artan kaos ortamı seçime yaklaşıldıkça dozunu artırdı. Henüz adaylık konusunda anlaşamayan muhalefet partileri arasındaki gerilim yeni bir boyuta taşındı. CHP tarafından fonlanan Halk TV'nin Saadet Partisi'ni görmezden gelen yayınları, parti teşkilatında sert tepkiyle karşılandı. Saadet Partisi İzmir İl Başkanı Mustafa Erduran, Halk TV'yi işbirlikçi olmakla suçladı. "HALKIN KANALI FALAN DEĞİL" Sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Erduran, "Saadet Partisini yok sayan Bu halk TV denen kanal, halkın kanalı filan değil. Tam bir işbirlikçi, tam bir siyonist zihniyet mahsulüdür." dedi. CHP'NİN AGD'Yİ TECAVÜZCÜ İLAN ETMESİ ORTAKLARI BİRBİRİNE DÜŞÜRMÜŞTÜ Geçtiğimiz haftalarda da CHP Milletvekili Yıldırım Kaya TBMM Genel Kurulu'nda Anadolu Gençlik Derneği'ni 'tecavüzcü' ilan etmiş, Saadet Partili isimler ise 6'lı masadaki ortakları olan CHP'nin vekili için çok sert sözler kullanmıştı. Saadet Partisi İzmir İl Başkanı Mustafa Erduran, "Anadolu Gençlik derneğimizi tecavüzcü dernek olarak gösterip iftira atan 'CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya' Allah senin belanı versin" ifadelerini kullanmıştı.
